9 Ağustos 2011 Salı

Sinema ve Şiir: In Memoriam

Film izlerken genelde içindeki referansları (popüler kültür, olay, kişi, eser vs.) bilmiyorsam çoğunlukla not edip filmi izledikten sonra mutlaka kontrol edip öğrenirim. Bu bana bilmediğim, henüz keşfetmediğim dünyaların (ve güzelliklerin) anahtarı gibi görünür (hem de beleşe :). Zira orada paylaşılan şey birilerinin beğenisine tabi tutulmuş ve filmi izleyecek olan x kişiyle paylaşılmaya layık görüldüğü için onaylanmıştır. Dolayısıyla o şeyi beğenme ihtimalim, hakkında fikrim olmayan, tamamen yepyeni birşeyi beğenme ihtimalimden daha yüksek gibi gelir bana.



Bu filmi izlerken de bu sahnede aklım takılıp kalmıştı. Duyduğum kadarı "anam ne güzel şiir" diye bi etki yapmıştı, daha sonra tamamını okuduğumda hakkaten de öyle olduğunu gördüm.

Be near me when my light is low,
When the blood creeps, and the nerves prick
And tingle; and the heart is sick,
And all the wheels of Being slow.

Be near me when the sensuous frame
Is rack'd with pangs that conquer trust;
And Time, a maniac scattering dust,
And Life, a Fury slinging flame.

Be near me when my faith is dry,
And men the flies of latter spring,
That lay their eggs, and sting and sing
And weave their petty cells and die.

Be near me when I fade away,
To point the term of human strife,
And on the low dark verge of life
The twilight of eternal day.

Şiiri yazan şair Alfred Lord Tennyson. İngiliz. 1800'lü yıllarda yaşamış, Kraliçe'nin resmi şairliğini filan da yapmış. En meşhur şiirlerinden biri bu ve epey de uzun. Genç yaşta ölen en yakın arkadaşının anısına yazmış. Tam 17 yılda...

Yanımda ol ışığım azaldığında,
Kanım akıp sinirlerim boşaldığında
Yürek daraldığında ve
Varoluşun tüm çarkları yavaşladığında.

Yanımda ol hissiyatım paramparça
Güveni harap eden sızılarla
Ve zamanın kumları çılgınca dağılırken
Hayat, öfkeyle savrulan bir aleve dönmüşken.

Yanımda ol inancım zayıfladığında,
Baharda ortaya çıkan sinekler misali insan
Yumurtalarını bırakır, uçar, konar
Ve vakti geldi mi kovanını bırakıp göçer.

Yanımda ol sararıp solduğumda,
İnsanın çalışıp didindiği koca bir ömür
O küçük, karanlık son kertede,
O hiç bitmeyecek vaktin şafağında.


Odamdaki cdleri kurcalarken filme rastladım. Tekrar izlediğimde şiir de tekrar hatırıma geldi. Tamamını da okumanızı tavsiye ederim. Üstelik 19. yüzyılda yazılmış olmasına rağmen dili hiç ağır değil, kolayca anlaşılabiliyor.

Not: Bu sahneyi internette hiç bir yerde bulamadım, kendim kesip koydum :)

Not2: Çeviriyi kendim yaptım, görüş farklılığı olabilir, tavsiyeye açığım.

1 yorum:

bi diyeceğin varsa, buyur burdan yak